31 Ocak 2013 Perşembe

EN GÜZEL AŞK SÖZLERİ

                                      AŞK SÖZLERİ

Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlar da onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler. Belki de aşk asla kullanılmamalıydı cümle içinde, zaten bir daha gönül koymak mı ortaya, tövbe! Dilek tutman için yıldızların kayması mı gerekiyor illa ki? Gönlüm gönlüne kaydı yetmez mi?

 Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi karanlıklar sırdaşım yağmurlar göz yaşım oldu. Hüzün yakışmıyor bu aşka gülüm.


Hüzün yakışmıyor ama: Gece sen yoksun ve ben burdayım. Aşk diye birşey yaşıyorum. Ne tek taraflı demeye dilim var. Ne de karşılıklı olduğuna ispatım. Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım! Eğer, gözlerin görüyor ve kulakların da duyuyorsa; Sen aşık değilsin ve olman da imkansız. İnsan iki şeyi saklayamaz: Sarhoş    olduğunu ve aşık olduğunu. Sonunda aşk acısı olsa da sev, çok sev.


 Yürekten akan sözler yüreğe akar. Ağızdan çıkan sözler ise bir kulaktan girer bir kulaktan çıkar. Bu gece bir gözyaşı medeniyeti kuruyorum. Karşı durdukça büyüyen devleşen ve bütün engellemelere rağmen beni de yutmaya hazırlanan bir medeniyet. Ama dörtnala giden bir atlı gibi sökün ediyor yaşları; dizgin ne fayda? Sus be yüreğim, ben de biliyorum özlediğimi; Sus da bilmesin özlendiğini..


Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın; Çünkü o kişi yaralıdır ve yarabandı olarakta sizi kullanır. Temiz yürekli insanlar hiçbir zaman rahat hayat yaşayamazlar, çünkü kendilerini başkalarının mutluluğu için feda ederler. Aşk’a sınır koyamazsın ve aşık oldun mu kalbinin esirisin onun sürüklediği yerdesin; sana acı çektirse bile..  


Bazı aşklar okyanus gibidir. Görmesende sonunun bir yerde bittiği ni bilirsin, şimdi okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi, görmesemde biliyorum sonunu sonsuza dek bitmeyecek.


Mürekkepten denizler, kağıttan gemiler yaptım. Sonra ismini her yere yazdım. İsmini yazınca seni sevdiğimi sandın, ben seni sevmedim sana taptım!

 Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir. Bir kadın aşka inanmıyorum derken, aslında tek bir şey söylemek istiyordur:”Hadi beni aşka inandır.”

Eğer gökyüzü bir parça kağıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı yine de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi. Aşk’a yalan deme! Eğer öyle ise; Yusuf ile Züleyha’nın kur’an da işi ne.

Beni hep yanlış anladın zaten sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil. O yokken “hayır sevmiyorum, unuttum” deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte..

Geceleri uyuyamıyorum. Uykumun bu rüyayı bölmesinden korkuyorum. Düşlerimin sensiz kalacağından, kabusların çevrelediği hayatımın etmediğimiz bir usturayla geceyi doğramasından korkuyorum. Aşk ateşten bir parçadır; önce ruhunu aydınlatır, sonra bedenini ıstırtır..

Ama illaki yakar benliğini kavurur. Boşyere canı yanmaz insanın.. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair ya da bir fazlalık geçmişten gelen. Gerçek aşk ya şimdi vardır, ya da asla olmayacaktır. Ya ölürsün aşkın uğruna yada zaten hayatta kalmanın bi anlamı kalmaz.
 

Aşk her biri ayrı telden çalan notasız orkestra önünde iki kişilik muhteşem bir “çift-solo” geçebilmektir. Bir deryada boğulmak, bir semada kaybolmak, bir kumsalda uzanmak, aşka dair savrulmak..

Sevgilim bil ki senden uzak ne güzellikleri avutur beni bu şehrin, ne de yıldızlı aksamları! Özlemin bir nehir olmuş yarar girer içimde ki dağları! Bir çift yeşil göz yüzünden içimde bir sonbahar acıyor; öyle acıyor ki, acılar acısız kalıyor, mevsimler üstüme devriliyor, kışlar kışsız kalıyor. Ne garip değil mi?

İkimizinde birer kalbi var, seninki sen de, benimki seninkinde.. İyi ki varsın sevgilim. İyi ki varsın ve var olmanın anlamı seninle bütünlendi. Hasrete tutsak, hasrete ketum yüreğimde aşk şarkıları fısıldatan kudretinle iyiki varsın.

 Bulutlara uzanan ellerini istiyorum. İçimde gülleri kıskandıran sevgimle yani, ömrümün son sevdasıyla tutmak ellerini. Dağları senin yoluna devirdim ben. Kayalara tutunan birer dev aynası kondurdum gözlerine. Rüyalarımı süsleyen eşsiz varlığınla gülümse, uzaklaşma gözlerim kayıp gidince benden..

Yoluma çok aşk çıkar benim daha, ben aklıma koyduktan sonra.. Sen kendi derdine yan! Acaba bulur musun bir ben daha..

 Şimdi ne çok isterdim elinin sıcaklığını. Yüzüne dokunmayı. Sahi yüzüne dokununca çoğalıyor gülüşlerin. Gülüşlerin acının önünde kumdan kalelere dönüyor. Üflesem ardında masum ve mahzun bir yürek tepeciği görünecek.

Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak, mutluluk göz bebeğin kadar yakın olsun Umutların gerçek, gerçeklerin mutluluk, mutlulukların sonsuz olsun.

İranlı bir şair der ki: “Aşka uçarsan kanadın yanar.” Mevlana der ki: “Aşka uçmadık tan sonra kanat neye yarar?” Yunus Emre de derki: “Aşka vardıktan sonra kanadı kim arar?” Aşk’ın en adaletsiz yanı nedir bilir misin?

 Aşk dilin olup ta konuşamamak, kulağın olup ta duyamamak, ölüp te yerinden kalkmaktır.

Bir gün bana soracaksın: Ben mi? yoksa Hayat mı? diye, ben de hayat diyeceğim. Bana küsüp gideceksin, ama hiçbir zaman bilmiyeceksin ki sen benim hayatım’dın.

Aşkı tarif edemez kimse sadece yaşanarak öğrenilir.

 Tek bir bedduam var; “Sarıldığın her insanda beni hatırla”

Aşık olmam derken.. Gülüşün rezil etti beni.. Evet aşk kelimelere sığmaz anlatmak mümkün değildir. Ama hadi yaşayamıyorsan bunu nasıl anlayacaksın o zaman sözlerde olmasa yani dayanılmaz bu hayata çok teşekkür ediyorum bu sözleri yazan kişilere..

Aşk onunla benim baş harflerimiz demek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder